Çekim Yasası: Kaçarsan, yakalanırsın
Kadim öğretiler, insanın bin yıllardır süren yolculuğunu anlamlandırabilmesi ve bu yolculukta kendi yolunu korkusuzca açabilmesi için çok değerli bir rehberdir. Evrenin 12 Yasası da işte bu rehberlerden biridir. Birçok kültür ve inanç sisteminde kendine yer edinen bu yasalar, içsel dengemizi bulmanın yanı sıra, evrenle olan etkileşimimizi yönlendirme konusunda da bize yardımcı olurlar. Tabii bunlardan nasıl faydalanabileceğimizi öğrenirsek...
Bu yasalardan bazılarını daha önce duymuş olabilirsiniz. Son yıllarda hem dünyada hem ülkemizde çarpıtılmış bir "pozitiflik" furyası yaşanırken bu prensiplerden bazılarının adını sık sık duyuyoruz. Ne yazık ki çoğunlukla da yanlış bir şekilde... Bugün, doğru sandığımız yanlışları düzeltmeye Çekim Yasası ile başlayalım. Evrenin 12 Yasası'ndaki tüm prensipler domino taşları gibi birbirleriyle sıkı bir ilişki halindedir. İşte bu yüzden Çekim Yasası'nı anlamak için, önce Kutupluluk Yasası'na bakmamız gerekir...
Kutupluluk Yasası'nın işleyişini görmek için bir atoma da bakabiliriz, kendimize de, çünkü evrendeki her şey aynı prensiple işler: Her şey karşı kutbuyla birlikte vardır. Gündüze gündüz deriz çünkü gecenin ne olduğunu biliriz. Gece olmasaydı gündüze bir isim dahi vermezdik. Peki, bu durum gerçek hayatta, sizin hayatınızda neye tekabül ediyor? Mutlu olduğunuz anlara bakın; o anlarda mutlu olduğunuzu hissedebilmenizin nedeni mutsuzluğun ne olduğunu biliyor olmanız. Mutlu olma kapasitenizin de mutsuz olma kapasitenizin de kaynağı sizsiniz. Kutupluluk Yasası hayatın işte tüm bu zıtlıklardan oluştuğunu söylüyor bize.
Hayatı, olayları, kişileri etiketlemek neden bize zarar verir?
Bu kadim yasayı inkar ettiğimizde ne oluyor dersiniz? Hayat siyah ve beyaza dönüşüyor, griler yok oluyor. Duygular, durumlar, olaylar "pozitif" veya "negatif" şeklinde etiketleniyor. Oysa hayatta olan hiçbir şey iyi veya kötü değil, sadece var. Bunu fark edemeyen insan "pozitif" dediğinin, yani "beyaz"ın peşine düşüyor. O beyazın, ancak siyahla birlikte, hatta siyah sayesinde var olabildiğini unutarak... O yüzden "toksik pozitiflik" diye bir kavram çıkıyor karşımıza. Buna kapıldığımızda "pozitif" diye etiketlediğimiz duygular bizi çok yukarılara çıkarırken, kaçınılmaz olan "negatif" duygularla karşılaştığımızda bir anda o yukarılardan en dibe çakılıyoruz.
Çıkış yolu nerede mi? Cevap gride, yani dengede saklı. Kutupluluk Yasası'nı sağlıklı bir şekilde deneyimlemek, yolumuza dingin bir şekilde devam etmek için siyahı da beyazı da kabul edip kendimize harika bir gri tonu yaratmalıyız. Kendi insanlığımızın iki yönünü birden deneyimlediğimizde, iki kutup -pozitif ve negatif, siyah ve beyaz- birbirini nötrler ve ortaya denge çıkar, ahenk çıkar.
Çekim Yasası’nda denge neden önemlidir?
Dengede olma veya olmama hali, içsel huzurumuzun yanı sıra Çekim Yasası'yla da yakından bağlantılıdır. Dengeli bir bakış açısına sahip olmadığımızda manyetik alanımızda elektrik yükleri olur ve kaderimizde aslında olmayan sınavlarla (bu sınavlar bazen bir olay, bazen bir insan olur) karşılaşmaya başlarız. Nasıl mı? Mesela "kıskançlık" duygusunu "negatif" olarak niteleyip bu duygudan kaçmaya çalışıyorsunuz. Ama her duygu gibi kıskançlık da aslında var ve duyulmak istiyor. Ve hatta size "Benden nasıl kaçarsın?" diyor. Siz bu duyguyu yok saymaya çalıştıkça o da kendine yer açmaya çalışıyor. Sizin ondan kaçmaya çalışırken yaydığınız titreşim onu Çekim Yasası aracılığıyla hayatınıza davet ediyor.
Sadece var olmak yerine hayata anlamlar yüklediğinizde, ahlaki birtakım değerler, doğrular peşinde koştuğunuzda, hayatı iyi ve kötü olmak üzere ikiye böldüğünüzde, yani var olan her şeyin hayırlı ve mükemmel bir düzenin parçası olduğunu göremediğinizde Çekim Yasası'nın kapsama alanına giriyorsunuz.
Ama bunu değiştirmek mümkün ve sizin elinizde. Bilinç seviyenizin en nötr noktasına ulaştığınızda, hayatta hiçbir şeyden etkilenmeden, hiçbir şeyden tetiklenmeden yaşamayı başardığınızda, Çekim Yasası'ndan da özgürleşir ve insanlığınızın başka bir boyutunu deneyimlemeye başlarsınız. Kapasitenizin tamamını deneyimlediğiniz ve tüm yaşamınızı istediğiniz gibi kurguladığınız, yaratıcı bilinçle bir olduğunuz bir bilinç seviyesi şu anda, bu dünyada mümkün.
