Duygu yükünüzü azaltıp paranızı artırmak için 3 ipucu
Parayla ilgili sorunlar, çoğunlukla dış etkenlere bağlanır. "Ülkenin ekonomik koşulları ortada", "Ailem zengin değil ki, ben nasıl olayım?" ve daha nice cümle parasal sıkıntıları anlatırken, kendimizi aklamak için kullandığımız, sorumluluğu başkalarına, kendimizden dışarıya atarak rahatladığımız klişe cümleler.
Bu klişe cümleler neden bu kadar yaygın peki? Çünkü buna inanmak çok kolay. Ama bugün bu inançları kökünden sarsacağız. Size bir iyi, bir de kötü haberimiz var. Kötü haberle başlayalım: İçinde bulunduğunuz maddi sıkıntıların sebebi çevresel koşullar değil, hiçbir zaman olmadı hatta. Bu sıkıntıların tek sebebi sizsiniz. Bunu duymak canınızı sıkmış olabilir. Şimdi iyi habere geçelim o halde: Maddi sıkıntılarınızın sebebi sizseniz, bunu değiştirebilecek olan da sizsiniz.
Parayla kurduğunuz ilişkiyi değiştirmenin ilk adımı, paraya dair fikirlerinizi gözden geçirmek. Paranın bir zaman birimi olduğunun farkında mısınız? Diyelim ki seramik yapıp satıyorsunuz. Sattığınız seramik bardağa biçtiğiniz bedel, aslında o bardağı yapmaya harcadığınız zamanın bedeli. Aynı şekilde bir şey satın alırken de bir nesneye değil, o nesneyi yapanların o iş için ömründen ayırdığı zamana para ödüyorsunuz. Paranın, zamanın bedeli olduğunu fark etmediğinizde, paranın ne kadar değerli bir şey olduğunu anlamazsınız. İşte o yüzden önce paranın ne kadar değerli bir şey olduğunu idrak etmek gerekiyor.
İkinci adımınız ise dış etkenleri suçlamayı bırakıp kendi yapabileceklerinize odaklanmak. Böyle anlarda o klasik "ama"lı cümleler zihninizi işgal ederse kendinize şunu hatırlatın: Ekonomik krizler doğru değerlendirildiğinde en büyük fırsatlardır. Bu tüm bahaneleriniz için geçerli. İçinde bulunduğunuz koşul ne olursa olsun kendi gerçeğinizi yaratmak sizin elinizde. Başkalarının gerçeklerinin sizin gerçeğiniz olmasına izin vermeyin.
Üçüncü adımda duygularınızın hayatınızı nasıl etkilediğine bakın. Duygusal yükleriniz arttıkça, yönetici bilinçle bağınız zayıfladıkça, parayla kurduğunuz ilişkinin bozulduğunu gözlemleyebilirsiniz. Çünkü para duygusallığı sevmez. Üstelik sadece bireysel bir konu da değildir bu, toplumsal olarak da pek çok örneği mevcut. Ekonomisi bozuk ülkelere baktığınızda bunu çok net görebilirsiniz. Bu tür ülkelerde insanlar reaktiftir, duygusal tepkiler verirler ve yönetici bilinçle iletişimleri zayıftır. İşte bu yüzden amacınız duygusal anlamda uçlarda yaşamak yerine dengeyi bulmak, kendinize nötr bir alan yaratmak olmalı. Bunu başardığınızda, her şeyin kendiliğinden nasıl size aktığını deneyimleyeceksiniz.
Bunu kendi başına nasıl yapacağınızı bilmiyor olabilirsiniz. İşte bu noktada ustalar devreye giriyor. Piyano çalmak istiyorsanız, bu konuda ustalaşmak için saatlerce, parmakları nasır tutana kadar piyano çalmış bir hocaya gidersiniz veya tenis oynamayı öğrenmek istiyorsanız, yaz-kış demeden, sabahın körü gecenin yarısı demeden antrenman yapıp usta olmuş bir tenis hocasına gidersiniz, öyle değil mi? Paranızı artırmak, doğru yatırımlarda bulunmak, birikiminizi katlamak için ise "Yaşamın her alanında nasıl ilerleriz?" sorusunu hayatının merkezine alıp tüm bu emeklerinin neticesinde üst bilince geçmiş bir bilene danışmanız gerekir...
Sorularınız için: [email protected]
