DUYGUSALLIK ve USTALIK BİRBİRİNİN TERSİDİR

Yaşadığımız bu süreçte birçok kişi duygularını kontrol etmekte oldukça zorlanıyor. Tabi bu durumu benim öğrencilerim yaşamıyor. Çünkü onlara öğrettiğim zihin dönüşüm metotları ve nefes çalışmaları sayesinde kendilerini çok rahat bir şekilde dengede tutabiliyorlar. Böylece yaşanan olaylardan çok fazla tetiklenmeden daha bilge bir şekilde hayatlarına devam ediyorlar ve birçoğu çok faydalı bireyler haline geliyorlar.

Sizlere yaşadığımız süreçle ilgili birkaç şey hatırlatmak istiyorum. Bu süreçte doğal bir afet olan depremden çok insanların kendi hayatlarında da büyük bir deprem yaşadıklarını gördüm. Bu tür olaylarda, insanlar geçmişlerine ait ne kadar çok biriktirmişlerse, o kadar çok tetikleniyorlar. Bilinciniz ne kadar çarpıksa, olayları ne kadar ‘iyi’ ve ‘kötü’ olarak keskin uçlarda yorumluyorsanız, o kadar çok etkileniyorsunuz. Tabi burada kurban psikolojisinin insanlarda çok fazla tetiklendiğini de gözlemliyorum. Eğer kendinizle daha önceden çalışmadıysanız veya geçmişten getirdiğiniz tetiklenmeler varsa, böyle bir olayın sizi etkilemesini ve tetiklemesini engelleyemezsiniz.

Bu olayın içerisinde olmayan, afeti bizzat deneyimlememiş birçok kişinin, dışarıdan bakıp, “çok etkilendim, uyuyamıyorum, haberler beni çok etkiliyor” dediğini duyuyorum.

Yaşamda olan şeyden çok fazla etkileniyorsanız bunun mutlaka bir sebebi var demektir:

Muhtemelen geçmişten bugüne kadar getirdiğiniz çözülmemiş ve bastırılmış birtakım duygularınız mevcuttur. Eğer siz seneler önce kendinizle çalışsaydınız, zihninizdeki çarpıklıkları gidermiş ve geçmişten kalan duygu birikintisi olmayan biri olsaydınız, bu olaydan bu kadar etkilenmeyecektiniz. Senelerdir birlikte çalıştığım öğrencilerime baktığımda, onların, zihniyle çalışmamış kişiler kadar etkilenmediklerine şahit oldum. Böyle travmatik ve büyük bir olayda etkilenen, korkuları tetiklenen kişilerin genellikle baskılanan birtakım duygularının yüzeye çıktığı için bu haldeler. Kişinin zaten bastırdığın bir ölüm korkusu varsa, böyle bir olayda tabi ki bu tetiklenir ve uykuları kaçar. Çünkü ölüm korkusu yüzeye çıkar. Ölüm korkusu gibi bastırdığı tüm korkular bu gibi olaylarda ortaya çıkar. Bu durum tüm psikoloji dallarının kökünde de yatmaktadır. Yaşanan bu tür olayların herkesi aynı şekilde etkilememesi, herkesin farklı bir bilinç düzeyinde olduğunu gösterir.

Yaşadığımız hadiselere istinaden kısaca diyebilirim ki; psikolojimizden kendimiz sorumluyuz. Bu herkes için geçerlidir. Hayatta ne olursa olsun psikolojimizin iyi olmasından biz sorumluyuz. Bu olaydan etkilenen herkes için aynı şey geçerlidir. Kişi, geçmişten getirdiği duygu durumlarıyla yüzleşmediği, henüz bilinçli bir insan olmadığı ve daha alt bilinçte yaşadığı için bu tetiklenmeleri yaşar. Bu durum kişinin, egosunun içinde ve madde dünyasında kaybolduğunun bir göstergesidir.

Böyle bir olaydan ne kadar çok etkileniyorsanız, bilmelisiniz ki psikolojik ve duygusal olarak o kadar problemlisiniz. Etkilenmenizin sebebi; geçmişten bugüne kadar çözülmeyen duygularınızın hepsinin bu durumlarda yüzeye çıkmasıdır.