Girişimcilerin Kendilerine Sormaları Gereken 7 Soru
Sevgili dostlar… Bugün sizlere girişimcilikle cüretkârlık arasındaki ince çizgiden bahsedeceğim. Öngörülü bir bakış açısıyla girişimci olanlara veya uçuk olmayan hayallerinin peşinde koşanlara büyük saygı duyuyorum. Bununla birlikte, son yıllarda girişimcilik konusunda çok farklı stratejiler ve bazen de ayağı yere basmayan fikirler ortaya atıldığına şahit oluyorum. Tanıdığım birçok girişimci, “hayatını değiştirecek olağanüstü bir fikir” peşinde.
Sanıyorum ki bunun nedeni kısa yoldan, kolay bir şekilde para kazanma isteği. Ancak ne yazık ki bu şekilde başlayan çok az iş başarıya ulaşabiliyor. Çünkü, belki çok klasik olacak ama, “bedava peynir, sadece fare kapanında var!”
Bir Başarı Hikâyesi mi Olmak İstiyorsunuz?
Çok para kazanmak, sevilmek, saygı görmek, değerli olduğunu hissetmek ve buna benzer kazanımlar… Pek çok kişi, alkışlayan değil alkışlanan olmanın yollarını araştırıyor. Bunu yaparken bazen öngörü eksikliği veya kontrolsüz özgüven yaşadıkları da acı bir gerçek.
Özellikle iş ve birikim alanında mentörlük desteği verdiğim öğrencilerime her zaman şunu söylerim: “Bir işin gerçek bir başarı hikâyesi olabilmesi için girişimcinin hayat hikâyesi ile uyumlu olması gerekir.” Peki, bu ne demek? Hayatında tenis ile hiç ilgilenmemiş, hiç tenis oynamamış, tenis maçı bile seyretmemiş bir kişinin tenis ayakkabıları satan bir firma kurma girişimi nasıl sonuçlanır sizce? Ben söyleyeyim mi? Böyle bir kişinin, bu işte başarısız olma ihtimali neredeyse yüzde 100’dür.
Hayallerin Bir Sınırı Olmalı mı?
Hayal kurmak, sizi başarıya götüren, hedefleriniz doğrultusunda azmetmenizi ve sabretmenizi sağlayan önemli bir aşamadır. Bununla birlikte eğer hayaliniz;
- Size, yaşamınızın bir anda yön değiştirebileceğini düşündürüyorsa,
- O güne kadar yaptığınız her şeyi unutmanızı gerektiriyorsa,
- Emek ve vakit harcayıp öğrendiğiniz bilgileri çöpe atmanıza, uzmanlaştığınız işleri bırakmanıza yol açıyorsa,
- Çok yabancısı olduğunuz bir alanda büyük başarılar elde edebileceğiniz fikrine neden olduysa,
Tüm bunlar tozpembe, ama maalesef boş hayaller…
Tozpembe Hayallerden Geriye Toz Kalmasın
Girişimcilikle cüretkârlık arasındaki ince çizginin farkına varmak gerekir. Tozpembe hayaller kurarken, yolun sonunda sadece toz ile karşı karşıya kalabileceğinizi de hatırdan çıkarmamak çok önemli.
Bu nedenle, çok başarılı bankacıların, borsacıların, iş insanlarının 20-30 senelik emeklerini, bilgi ve birikimlerini bırakıp nefes koçluğu ve yoga eğitmenliği gibi alanlara (anladınız ne demek istediğimi☺) özenmelerini, inanın, çok garipsiyorum. Farklı uzmanlıklar gerektiren alanlara adım atıp büyük başarılar kazanacaklarını düşünmelerini biraz aptalca bulduğumu bile söyleyebilirim…
Neden mi? Bu kişiler, uzmanlaştıkları alanlarda senelerin emeğini, harcadıkları vakti, edindikleri bilgiyi, birikimlerini ve deneyimlerini çöpe atıyorlar da ondan… Tecrübelerinden faydalanabilecek yüzlerce insanı yüz üstü bırakmaları da cabası…
Hayat, Bizi Bulunduğumuz Yere Tesadüfen Getirmez
Sevgili arkadaşlar…Hayat bir merdivendir. Attığımız her adım, bizi bir sonraki adıma hazırlar. Geçmişimizi yok saymak, uzmanlaştığımız iş dalını bırakıp tamamen bambaşka bir sektöre adım atmak, tozpembe hayaller peşinde koşmak girişimcilik değildir. Aptallıktır!
Tam da bu noktada, bir girişimcinin kendisine sorması gereken 7 önemli soruyu sizlere faydalı olması için listeledim. Sizler de hayal kırıklığına uğramak istemiyorsanız bir işe başlamadan önce bu soruları mutlaka kendinize sorun ve dürüstçe yanıtlayın:
- Gireceğim sektörle ilgili ne kadar bilgi ve deneyim sahibiyim?
- Başarısız olursam ne olacak? Her şey kötü giderse, para kazanamayıp bir de üstüne vakit kaybedersem ne yapmayı planlıyorum?
- Başlayacağım işi, her şey kötü gittiğinde bile devam edebilecek kadar seviyor muyum? Her türlü zorluğa katlanabilecek miyim? Zorlukları aşabilecek deneyime, birikime ve tecrübeye sahip miyim?
- İşler sarpa sardığında, çözümsüz kaldığımda bana kim destek olacak? Bu işi tek başıma mı yapacağım yoksa başkalarına ihtiyacım var mı?
- Bu işi büyütmek için gereken birikime sahip miyim yoksa bir veya birkaç yatırımcı bulmam mı gerekecek?
- Net ve detaylı bir aksiyon planım, gelecek projeksiyonum var mı? Yola devam etmek için B, C, D, …, Z planlarım hazır mı?
- Çıkış planım ne?
Bilmediği İşi Yapmaya Çalışanlar, Başarısızlığa Mahkûmdur
Yukarıdaki soruları tekrar tekrar ve dikkatli bir şekilde okumanızı tavsiye ediyorum. Anlaşılacağı üzere, başlamayı düşündüğün iş için her tür zorlukla mücadele edebileceğin şevke, deneyime, bilgiye ve birikime sahip değilsen, özellikle başlangıç seviyesinde işin yüzde 80’ini kendin yapabilecek durumda değilsen, o işe başlama!
Pek çok işin başarılı olabilmesi için, özellikle ilk aylarda yüzde 100 hâkimiyet gerekir. Bu nedenle, bilmediği bir işi yapmaya çalışan kişilerin başarısızlık olanı yüzde 90’dan fazladır. Yani, yeterli bilgiye sahip olmadan bir işe başlayıp hayal kırıklığına uğrayan kişi sayısı maalesef çok fazla.
Bildiğin İşi Yap!
Kısacası, bildiğin işi yap. Geçmiş hikâyen üzerinde çalış. Yani, başarılarını, başarısızlıklarını, öğrendiklerini, deneyimlerini, uzmanlığını iyi anla. Kendine yatırım yap, eğitimini ve kişisel gelişimini tamamla.
Marka Ol, Zengin Ol
Tüm bunları yapabilmenin yollarını arıyorsanız, bu konuda sizler için hazırlanmış ve hâlihazırda en kapsamlı eğitimimiz olan “Marka Ol Zengin Ol” eğitimini öneririm. Bu eğitim, her birinizin kendi geçmiş hikâyesini keşfetmesini ve en iyi yapabileceğiniz, aynı zamanda markalaşabileceğiniz işi bulmanızı sağlıyor.
Bir kişi, en iyi yapabileceği işi bulur ve buna yoğunlaşarak girişimlerini bu işin etrafına toplarsa, başarısız olması hemen hemen imkânsızdır. Sizler de girişimlerinizde başarılı olmak istiyor musunuz? Sevdiğiniz işi yapmak, mutlu olduğunuz iş dalında daha huzurlu bir hayat sürmek sizin için de keyifli olur muydu? Bu ve benzeri konularda soru ve yorumlarınızı beklediğimi bilmenizi istiyorum.
Sağlık ve mutluluk sizlerle olsun!
