Hastalıkların Bilinçaltı Sebepleri Nelerdir?

zihin Mar 09, 2023

Zihin ve vücut arasında kuvvetli bir bağ vardır. Örnek vermek gerekirse; stresli
olduğunuz zamanlarda vücut ısınızın yükseldiğini ve başınızın ağrıdığını fark
edebilirsiniz. Stresi sürekli hâle getiren düşünce, duygu ve hislerin bedeninizi
etkilememesi kaçınılmazdır. Hastalıkların bilinçaltı sebepleri, genel olarak bu
durumdan kaynaklanır. Olumsuz duygu ve düşüncelerin kalıcı hâle getirilmesi,
mental sağlığınızın yanısıra bedeninizi de kötü etkiler.

Düşünce ve davranışlarımızın büyük bir kısmı bilinçaltından kaynaklanır. Bilinçaltına
hapsedilen duygular, kendini vücudumuzda gösterir. Örneğin; ifade edilmemiş ve
sürekli olarak bastırılan duygular sürekli olarak yaşanan ağrılara dönüşebilir. Kötü
tecrübeleri ve hisleri yaşama devam etme kaygısıyla unutmuş olmanız normaldir.
Diğer yandan, bu hislerle yüzleşmediğiniz takdirde rahatsızlığa dönüşmelerine sebep
olabilirsiniz.

Psikolojik Rahatsızlıkların Bilinçaltıyla Olan İlişkisi Nedir?
Bilinçaltı, deneyim ve hislerin depolandığı devasa bir arşiv gibidir. Bütün
yaşanmışlıklarımız bilinçaltında yer bulur. Çözülmemiş sorunlar ve bastırılmış
duygular ise bu arşivde geniş bir yer tutar. Tüm bu sorunların bastırılması veya
gereken biçimde ele alınmaması ise negatif duyguların kalıcılığına sebep olur.
Bahsedilen duygular ise sağlıklı bir ruh hâline sahip olmanızı önler.

Ani değişiklikler, travmalar ve geçmişe dair çözülmemiş sorunlar bilinçaltındaki
hastalık nedenleri arasında ilk sıradadır. Depresyon, bu duruma örnek gösterilebilir.
Yüzleşilmeyen, çözülmeyen sorunlar yanlış yaşam rutinleriyle birleşince genellikle
depresyon ile sonuçlanır. Sorunların varlığını sürdürmesi, psikolojik rahatsızlıkların
kalıcı olmasına sebep olur. Bu rahatsızlıklar, kişiyi kendi benliğinden ve isteklerinden
uzaklaştırarak mutsuzluğa sürükler.

Kronik Hastalıklar Bilinçaltı İle Bağlantılı mıdır?
Olumsuz duyguların sürekliliği, bu hislerin sebep olduğu olumsuz durumların da
devamlı olmasına yol açar. Örnek olarak, yoğun stres altında yaşayan birinin ağrı ve sızı gibi şikayetlerinin olması normaldir. Bu durum, stres sürecindeki hormonal
salınımın sürekli olarak tekrarlanmasından kaynaklanır. Vücuttaki hastalıklar ile
bilinçaltı arasında böyle bir bağ bulunur. Negatif reaksiyonlar yaratan bilinçaltı
süreçleri, rahatsızlıkların kronikleşmesine sebep olur.

Beyin, bedeni yönlendirecek güce sahiptir. Bu yönlendirmenin niteliğini ise bilinçaltı
belirler. Negatif koşullanmalar, gerginliği ve üzüntüyü sürekli hâle getirir. Böyle bir
durumda, olumsuz tepkilerin yol açtığı reaksiyonlar devamlı olarak görülür. Bu
reaksiyonlar zamanla kronik rahatsızlıklara dönüşebilir.

Değerlerle ve Üst Amaçla Aynı Hizada Yaşamamak Hastalıklara Neden Olur mu?
Gelişim süreci, model alarak gerçekleşir. Her çocuk, büyürken annesini, babasını
veya yakınlarındaki bir yetişkini model alır. Bu alışkanlık çoğu zaman yetişkinlikte de
devam eder. Birçok kişi, yakınındaki başarılı insanlara veya tanınmış kişilere
hayranlık duyar ve onları farkında olmadan model alır. Hayranlık ve beğeninin böyle
bir duruma dönüşmesi sakıncalıdır. Birini model almak, onun değer yargılarına
koşullanmayı gerektirir. Bilinçaltı hastalıkları ve olumlamalar arasındaki ilişki
kurulurken bu sağlıksız eğilimi göz önünde bulundurmak gerekir.

Yaşamınızda yeri olmayan, anlamsız ve subjektif değer yargıları benimsemek,
bilincinizde derin bir uyumsuzluk yaratır. Bu uyumsuzluk; stres, üzüntü ve öfke gibi
durumları tetikler. Hayata açık bir zihinle bakmak ise bu dengesizliği ortadan kaldırır.
Herkesin değer yargıları kendine özeldir. Kendi değer yargılarınızı, etik anlayışınızı
yaratarak çarpık bilincin etkilerinden kurtulabilirsiniz.

Bilinçaltı Yapıları Farklı Olan Kişilerin Hastalıklara Karşı Bakışı Nasıldır?
Bilinç ile bilinçaltı arasında buzdağının görünen ve görünmeyen yüzeyine benzer bir
ilişki vardır. Zihnimizde dönen her düşünce, bilinçaltının derinliklerinden gelir.
Kendinize dair hatalı algılara sahipseniz, düşünceleriniz yanlış ve zararlı bir biçimde
şekillenir. Böyle bir durumda, fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar kaçınılmaz hâle gelir.

Hastalıkların bilinçaltı sebepleri genellikle dengeden yoksun algılardan
kaynaklanır. Kişinin kendine dair aşırı olumlu veya olumsuz yargılara sahip olması,
sağlıklı muhakeme olanağını ortadan kaldırır. Böyle bir durumda, hastalıkların
görülmesi kaçınılmazdır. Sağlıksız bilinçaltı yapılarına sahip olan kişilerin özellikleri
ve hastalıklara bakışları genel olarak aşağıdaki gibidir.

Kendini Doğru ve Haklı Gören Kişilerin Belirgin Özellikleri
Kendini doğru ve haklı gören kişilerin ortak özelliklerini birlikte düşünelim mi? Böyle
kişiler genelde diğerlerini yanlış ve haksız görürler. Etraflarındaki kişileri ve dünyayı
kendi değer yargılarına göre yargılayarak yanlışlardan bahsederler. Acı hissetmezler
çünkü acıyı kabullenirler.

Bu kişiler ayrıca aşırı yardımsever ve vericidirler. Beğenilmeye fazlaca ihtiyaç
duyarlar. Yaşamı Spartaküs edasında, bir kahraman gibi yaşarlar. Güçlü görünmek
isterler ve sık sık “önemli değil” diyerek her şeyi küçümserler. Hasta olmayı da
doktora gitmeyi de istemezler.

Kendini Yanlış ve Haksız Gören Kişilerin Belirgin Özellikleri
Kendini yanlış ve haksız, diğerlerini doğru ve haklı gören kişiler ise, acıya karşı aşırı
duyarlıdırlar ve acıdan kaçınırlar. Çünkü bu kişiler, güçsüzdürler ve diğerlerine
ihtiyaç duyarlar. Sürekli doktora başvurur, yardım ve destek ararlar. Korkak ve
çekingendirler; kendilerine sempati gösterilmesini isterler. Pek çok şeyi “önemli”
diyerek anlatırlar; en ufak olayları bile abartırlar. Her şeyi önemserler ve her an
önemsenmek isterler.

Sağlıklı Bir Yaşam İçin Hangi Bilinç Seviyesini Benimsemeliyiz?
Farkındalık, sağlıklı bir yaşamın ilk adımıdır. İyi ve kötü tecrübelerle yüzleşmek,
farkında olmanın ön koşuludur. Deneyimleri değiştirmek mümkün değildir ancak
onları birer derse dönüştürmek elinizdedir. Geçmişiniz ve bugününüzle yüzleşerek,
öz farkındalık yolunda sağlam bir adım atabilirsiniz.

Sağlıklı bir bilince sahip olmanın yolu kendi istek ve arzularınızı keşfetmekten
geçer. İstekleriniz, her zaman ailenizin, arkadaş çevrenizin ve toplumun
beklentileriyle eşdeğer olmayabilir. Bu istekler, size veya bir başkasına zarar
vermediği sürece meşrudur. Benlik ile toplum arasındaki dengeyi kurmak bu noktada son derece önemlidir. Öz farkındalık temelli bir bilinç seviyesi geliştirerek,
uyumsuzluktan ve bu faktörün getirdiği hastalıklardan korunmak mümkündür.

 

Close

50% Complete

Two Step

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua.