İLAÇLAR

strateji Aug 29, 2022

İlaç nedir? İlaçlar faydalı mıdır? İlaçların zararları nelerdir? Yıllardır bu sorularla boğuşur ve bir cevap bulmaya uğraşırız. Doğru ya da yanlış bir cevap bulmayı takiben, oluşan fikrimiz doğrultusunda kararımızı veririz. Kimileri ilaçlardan bir heyuladan kaçar gibi korkar,  kimileriyse ilaç olmadan iyileşemeyeceğini düşünür.

Peki, bunun bir dengesi olması gerekmez mi? Hayatı dengede yaşamak gerekiyorsa ilaçlar konusundaki dengeyi nasıl sağlayabiliriz? Bu dengeyi sağlarsak hayatımızda neler değişir? Gelin bu soruların yanıtlarını birlikte arayalım…

İlaçların İki Tarafı Bulunur

Değerli dostlar; şuna emin olalım ilaçlar, ne iyi ne kötüdür. İlaç, sadece bir ilaçtır. Yaşamda her şeyde olduğu gibi, ilaçların da artı ve eksi tarafları vardır. Fayda ve zararları eşit orandadır. Hem gerekli hem de gereksizdirler.

Bir ilacı kullandığımızda, ilacın faydaları kadar uzun vadede zararları da olacaktır. İşte bu fayda ve zarar, her zaman birbirine eşit olacaktır.

İlaçlar, Hastalığı İyileştirir mi?

İlaçlarla ilgili, anlamamız gereken en önemli hususun başında bir ilacın, sağlıksız bir insanı sağlıklı yapamayacağı gerçeği gelir.

Çünkü yaşadığımız her hastalık, hasta bir bilincin yansımasıdır.

Zira bilinç hastalanmadan, beden hasta olamaz.

Bedenimizde deneyimlediğimiz tüm hastalıklar ve semptomlar, bilincimizdeki çarpık bakış açıları ve çarpık düşünce alışkanlıklarının yansımasıdır.

Kısaca şunu söyleyebiliriz ki hiçbir hastalık tesadüfen olmaz; önce zihin hastalanır, sonra da beden.

Bu nedenle, fiziksel bedendeki hastalığı iyileştirmek için alınan bir ilaç, sadece sonuç seviyesinde çalışır. Bedende oluşan ağrıyı ve semptomu dindirir. Buna rağmen bedenin hastalanmasına neden olan ana sebebi yani zihni değiştirmez.

Hakiki İyileşme Nasıl Olur?

İlaçlar ağrıları, semptomları yok etse bile bilincimizi değiştirmediği için gerçek bir iyileşmeden söz edilemez. Bundandır ki hakiki iyileşme, sadece bilinç seviyesinde olabilir.

İlaç, sadece bir sihirdir. Bedende, çarpık zihnin yansıması olarak ortaya çıkmış olan semptomu, yine beden seviyesinde yani fiziksel dünyada değiştirir. Oysa, bu esnada hakiki bir değişim olmamıştır. Kişi, ilacı bıraktığında aynı semptomlar devam etmektedir.

Başınızın ağrısını dindirmek için aldığınız bir ilaç, başınızın ağrısını ortadan kaldırmaz. Bu ilaç, ağrıyı hissetmeyecek ölçüde sizi uyuşturabilir. Ağrının semptomunu ortadan kaldırır, ama gerçek bir iyileşme sağlamaz.

Her İlaç, Yan Etkiye Sahiptir

İlaçlar, gerçek bir iyileşme sağlamasa da semptomları ortadan kaldırırken bile bir bedel ödemeye yol açar. Kısacası, her ilacın bir yan etkisi de vardır.

Çünkü her sihrin bir bedeli vardır.

Ünlü psikiyatrist Peter Breggin, Toxic Pyschiatry dergisindeki yazısında “Antidepresanlar nörotpksiktir, beyne zarar verir ve beyin fonksiyonlarını zedeler. Sonucunda anormal bir ruh hali, paranoya, vahşet ve intihara neden olan çarpık düşünceler oluşur. Kişiyi bir yandan rahatlatmaya çalışırken, beyinde büyük hasara neden olur.” diyor.

Psikiyatrik İlaçlar El Kitabı ise “Psikoezcacılık tam olarak bir bilim dalı değildir.” diyor. Okuduğum bu bölüm, “Hastalara verilen ilaçlar, tedaviye yönelik değil durumu bastırmaya yöneliktir. İlaçların çok tehlikeli yan etkileri olabilir. Psikiyatrik ilaçların büyük bölümü depresyon içindir.” diye de devam ediyor.

Birçok ilaç, proteini de etkiler. Proteinlerin vücuda katkısını sönümler.

İlaçların da İki Kutbu Var

Bu gerçekler ışığında her bir birey kendi algılarına güvenerek kendine bir gerçeklik inşa ediyor. Görüyoruz ki toplumun bir bölümü ilaçları kabul ediyor, diğer bir bölümü ise kabul etmiyor. Bazı kişiler ilaç bağımlısı olmasına karşın bazıları asla ilaç kullanmak istemiyor. Bu iki zıt kutup, birbirini sürekli var eder.

İlaç endüstrisi, birkaç milyar dolarlık devasa bir endüstridir. Tarih boyunca hiçbir kültür, fiziksel seviyede büyü yapan kişiler yanında psikolojik ve fizyolojik ilaçlardan bağımsız olmadı. İlaçların mantar, bitki kökleri, otlar ve konsantre halleri her zaman için var oldu.

sacası, her hastalığın büyülü bir ilacı mutlaka bulundu.

İlaçların Kadim Geçmişi

Psikoaktif ilaçların tarihi çok kadim bir geçmişe dayanıyor. Alkol, opium (afyon), kafein, kenevir gibi bitkilerle tedavi yöntemleri Antik Mısır, Yunan, Roma, Çin, Hindu ve Arap kültürlerinde sıklıkla görülüyor.

Buradan da anlaşılacağı gibi ilaçlar tarih boyu fiziksel iyileşme için kullanılıyor gibi gözükse de, birçoğunun spiritüel arınma ve uyanış aracı olarak da kullanıldığını fark edebiliyoruz.

Halüsinasyonlara neden olan bazı ilaçlar, dini törenlerde kullanılmış. Bu tür ilaçlar ve bitkiler, beyindeki serotonin 2A alıcılarını etkileyerek, insanların zaman ve mekân döngüsünün dışına çıkmasına neden olabilmiş. Böylece insanların birlik bilinci ve farklı dini vizyonlar görmelerine yardımcı olunmaya çalışılmış.

Evet sevgili okurlarım. İlaçlar konusu, ucu bucağı olmayan derin ve kadim bir konu. Bu hususta daha ciltler dolusu bilgi verilebilir, yorum yapılabilir. Ancak bana düşen burada konuyu kapatıp, hayatın her alanında olduğu gibi ilaçlar konusunda da dengeyi sağlama gereğini sizlere hatırlatmak. Eğer, sadece ilaçlarla sağlığınıza kavuşmayı hayal ediyorsanız, ciddi bir yanılgı içerisindesiniz demektir. Aslolan, çarpık düşünceleri ve bilinci arındırmak, bu alanda dengeye kavuşmaktır.

Sağlıcakla kalın...

Close

50% Complete

Two Step

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua.